RSS
email

Karanlık GALATASARAY

Yazıma nereden giriş yapmam gerekiyor inanın karar bile veremiyorum. Ama 3-5 kişi hakkında ciddi ciddi paragraf açmam gerektiğini düşünüyorum. Ve lafı dolandırmadan hemen başlamak istiyorum

 16 numara... 5 Kasım 1980 tarihi Galatasaray için kara günlerin temeli niteliğinde. Mustafa Sarp denilen bir insan! parçası dünyaya gelmiş. Allah hani bazen olmadık yerde olmadık insanların yüzüne gülermiş ya o misal bu adamın hikayesi. Adam dedik ama!?! Bir insana baktığınızda duruşundan mesleği hakkında ipucu verir size. Şu adama bakıyorum. Aklıma direk marangoz falan geliyor. Futbolculukla alakası yok. Sahaya çıkıp, yürümesi bile bana bir garip geliyor. Ama daha da garip geleni ise şu ki bu adamı takımın başına kim geçerse geçsin ilk 11'den kesememesi. Bülent, Rijkaard, Hagi, B.Ünder büyük bir inat ve sabırla oynattı bu insan parçasını. Yahu 2 seçenek var önümüzde. Ya bu adam hakikaten bir yerlerden büyük bir torpili var. Ya da ben futboldan zerre anlamıyorum. 9 yaşındaki çocuk bile Mustafa Sarp'ı izlemekten nefret eder hale gelmiş ise bu işte bir iş vardır arkadaş! Sahaya çıkıp yalandan koşmasına kim inanıyor. İkili mücadeleden kaçarcasına savaşması tabiki takdire şahan bir performans ama burası Yeni Bingöl spor değil arkadaş burası anlı şanlı GALATASARAY! Bu adam Galatasaray futbolculuğunu geçtim, insan bile O-LA-MAZ !!!

Gurbetçi yıldız Barış Özbek... Bir insan için IQ denilen şey çok mühim. Ha normal biri olabilirsin ama gerizekalı olmak hakikaten çok zor bir zanaat. Taç çizgisi üzerinde seyirciye bakarak no look pas deneyen birinin nesini anlatabilirim ki? Bir önceki cümlem zaten başlı başına Barış'ı tanımlıyor. No look Barış. Boş boş koşmada üstüne yok. Takımda oynatılmasının sebebi her maç takımın en çok koşanı olması diye düşünüyorum. Keşke her şey koşmak olsa be Barış. Önce zeka olacak. O yoksa zaten sen olamazsın. (Bknz: Mustafa Sarp)

 Yıllanamamış şarap Ayhan Akman! Takımın el freni görevini başarıyla yerine getiren futbolcumuzdur kendileri. Takım gol için yüklenirken, randımanını yakalamışken top Ayhan bey'e bir gelirse bilin ki o hava ortadan kalkar. Çünkü Ayhan'ın strateji belli ''Acele işe şeytan karışır'' mantığı var adamda. Takım köpek gibi bastırırken geri pas neden yapılır ki?

 Hakan Kadir Balta, Servet Çetin, Serkan Kurtuluş ve tabiki de Aydın Yılmaz... Bu adamları verin Tavşanlı Linyit'e, seneye o takım 3. lige düşmez ise adam değilim. Rezaletten öteler. Diyebilecek laf bulamıyorum. Ha bir de Stancu var. Romanya ligi'nin kralı Bogdan Stancu. Hani?

 Hakem hatalarına bir yere kadar sığınırsın, eyvallah. Şanssızlık dersin, eyvallah. Her açıklamayı bahane kabul edebilirsin. Ama... Sen sahada Galatasaray ruhunu yansıtmaz isen orada dur işte. Çıkıp basına biz elimizden geleni yapıyoruz olmuyor Allah'ta istemiyor artık diyemezsin. Sen Galatasaray gibi bir kulüpte isen bahaneye sığınamazsın arkadaşım!!! Çıkıp aslanlar gibi topunu oyna, her konuşana gereken cevabı ver. Sonra ne yaparsan yap. Ama yok. Sahada yürümekten aciz insan topluluğu, 1 metre ötesine şut çeker gibi pas veren insan parçacıkları, 7 metrelik kaleyi isabet ettiremeyen ayaklar olduğu sürece biz daha neler duyarız neler.

 Ben eski Galatasaray'ı istemiyorum. Biliyorum ki gelemeyecek uzun bir süre. Ama yediremiyorum bazı şeyleri.  Kendi takımından 3 kişi sayamayan adamlar bile dalga geçer oldu. Dizi üstlerinden skoru takip edip kümede kal Galatasaray diyenler çıktı piyasaya. Kime ne hakla, nasıl bir cevap vereyim? Bilmiyorum ulan Gassaray. Bilmiyorum!!! Şu dünyada bana bu günleri yaşattın ya, tüm renktaşlarımı bölesine çaresizce bıraktın ya helal olsun sana. Sana değil, seni bu hale getiren ONURSUZ, GURURSUZ, ŞEREFSİZ 'lere helal olsun. Başınızı yastığa koyduğunuzda hanginiz düşündü 'acaba neden' diye?

 Yazılacak, söylenecek, anlatılacak o kadar çok şey var ki ne kendime yakıştırıyorum ne de Galatasaray'a.

 Emeği geçen her şahsın ellerinden öper, ailelerine kucak dolusu selam yollamayı bir borç bilirim...

Bookmark and Share

0 yorum: