Bir şey kabak tadı verir ya, işte o misal bizim öykümüz...
Objektif açıdan bakalım olaya. Sonuçta Recep Tayyip Erdoğan ilk defa yuhalanmıyor. Sizlere en yakın örnekler olarak en son yaşadığımız basketbol şampiyonasını gösterebilirim, Galatasaray'ın malum avrupa maçını gösterebilirim. Akıllara şimdi bir soru geliyor.
-Neden o zamanlar bugünkü gibi tepki oluşmadı?
Bir insan bir ülkenin başbakanı olabilir; ama bir gerçek vardır ki, hiçbir zaman herkes onu sevecek diye bir kaide olmamıştır. Sağolsun yardım etmiştir; ama ben buna karşılık her fırsatta alkışlayacak mıyım? Seveni nasıl var ise sevmeyeni de mutlaka olacaktır. Benim asıl takıldığım nokta şu; birisi kendi eleştirisini yapabilmeli. Ben o an Tayyip Bey'in yerinde olsam o an kendime bir soru sormak isterdim. Neden 50 bin kişilik bir alanda önceden de yapıldığı gibi benim adım duyulduğunda yuhlamalar başlıyor? Neden???
Toki başkanı Erdoğan beyefendi... Avrupa'nın şu an standartlar bakımından en saygıdeğer stadının açılışında yaptığı konuşmayı hatırlayalım isterseniz?
Şimdi aklı selim düşünelim öncelikle. Bir açılış var. Dünyanın gözü orada. Bu konuşmayı yapma hakkı hangi babayiğidin olabilir? Vardır yapılan yanlış orası ayrı mevzu. Sonuçta her yönetim daima istenilen işleri yapacak değil. Peki bu yanlışların açıklanma yeri ve zamanı bu mu olmalı? Hiç kimse gelip orayı bir siyasi propaganda yaparmış gibi kullanamaz, alet edemez... Tepkiler burada -haklı olarak- doruğa çıkmıştır ve beklenen gerçekleşerek yaprak dökümü yaşanmıştır.
Gelelim Adnan Polat yönetimine. Yaptığı hareketler, olaylar karşısındaki duruşları biz GALATASARAY taraftarlarını derinden yaralamıştır. Kendi adıma konuşayım; bugüne kadar yeri geldi istenilenler yapılmadı; ama her zaman Adnan Polat ekibinin arkasında durdum. Sonuçta bir önceki yönetime göre istediklerimiz gerçekleşiyordu. Ama artık tren kalktı ve o ekip binemedi o trene. Bir zamanlar destek verdiğim yönetimi şimdi can-ı gönülden istifaya davet ediyorum. Neden mi? Bir takım olaylar yaşanabilir. Ama böylesine şanlı bir kulübün başkanı taraftarı satma, karşısına alma teşebbüsünde bulunamaz. Biz ki bugüne kadar satmadık takımımızı, sen başkan olarak nasıl bir anda karalarsın ismimizin üstünü?
Yıllarca bu stadı bekledik. Kameralardan takip ettik. Yeni doğan bebeğe sarılma anı gibi bekledik ilk maçı. Ama bilet satışı yok. Hatıra olsun, kulübe destek olsun dedik. Formamızla yaşatalım bugünleri dedik. 175 liraya forma satışı var. Kimse kusura bakmasın benim babam Sabancı değil Koç değil. Bizleri kim düşünecek?
Yeni bir stad yapılıp bize veriliyor. Açılışında herkes öne atlıyor "ben yaptım ey ahali" dercesine. Tamam kardeşim kim yaptıysa yaptı, bırakın övünmeyi, sizi tarih kitaplara altın harflerle kazısın. Yaptığın işi söyleme de değeri kalsın. Türk Telekom Arena stadını artık istemiyorum ben. Eminim birçok GALATASARAY taraftarı da istemiyordur. Belli ki bu yaygara bitmeyecek. Yıllar geçse de birileri çıkıp "Aha bu stat benim, ben yaptım" diyebilecek.
Cidden Ali Sami Yen'di bizim yuvamız. Yıkılsa da altında kalıp ölecek bizlerdik. Biz Arena'da 300 500 değil 3-5 şahsın lafları altında ölmektense inanın Ali Sami Yen stadında can vermeyi yeğleriz. Allah aşkına ne değeri kaldı Arena'nın? Tavrım açık ve nettir bu konuda.
Taraftarını satan, kendi davetlisini çağırıp ben ve benim gibileri maça almayan, işini yapan yöneticileri kapı dışarı eden, kendi öz ahlaki çerçevesine sığamayan ve nice gaflet ve dalalete düşen bir yönetim istemiyoruz biz. Evet bir devrimdir bugün. Bugün GALATASARAY taraftarının baş kaldırma günüdür! Bugün ses çıkarmaz isek, bundan sonra haykırışlarımız anlamsız kalır. Madem yeni bir stada geçtik, madem biz güzel günler peşindeyiz mMadem her fırsatta Galatasaray etiğini hatırlatıyorsunuz, lütfen artık elinizi vicdanınıza koyun. Bu, Galatasaray'a yakışmayan görüntüyü, camiaya sürdüğümüz değil sürdüğünüz kara lekeyi bir an önce temizleyin ve istifa edin.
Eğer ki beklenilen gelişmeler bu yönde gerçekleşmez ise neler olacağını merakla izleyeceğiz. Taraftarının kombine kartını iptal ettirip teselli armağanı olarak 6 aylık Digiturk üyeliği verebilen bir yönetime tepkiler sadece bununla kalmayacaktır. Birileri adımıza özür diliyorsa, birileri de Galatasaray taraftarı adına Adnan Polat yönetiminden gerektiği şekilde hesap sorabilir...
Ayrıca merak ettiğim bir diğer konu ise şudur; hangi kanun kitabında yuhlamak suç? Şimdi ben belli bir miktar para veriyorum. Gönül verdiğim takımın kombinesini alıp maçımı izliyorum. Atıyorum ki A topçusu boş kaleye gol atamadı ve akabinde ben ve birçok kişi yuhaladık. Kombinem iptal mi? Ya da şöyle diyelim direkt, hangi sebepten ötürü kombinelerin iptal edilebileceğini merak ediyorum? Birilerine hoş görünmek için şu taptığımız renkleri, sevdamızı alet etmeyin. Bunu bir yönetici olarak değil, insan olarak düşünün. Ben sevmediğim bir adamı pohpohlamam! Kimse gelip benim bu davranışım karşısında bana cezai müeyyide de uygulayamaz! Hani T.C demokratik bir ülke ya, ona dayanarak söylüyorum...
Herkes gider, biz kalırız. Bizim farkımız işte tam burada. BİZ GALATASARAY'LIYIZ!
Read more
Objektif açıdan bakalım olaya. Sonuçta Recep Tayyip Erdoğan ilk defa yuhalanmıyor. Sizlere en yakın örnekler olarak en son yaşadığımız basketbol şampiyonasını gösterebilirim, Galatasaray'ın malum avrupa maçını gösterebilirim. Akıllara şimdi bir soru geliyor.
-Neden o zamanlar bugünkü gibi tepki oluşmadı?
Bir insan bir ülkenin başbakanı olabilir; ama bir gerçek vardır ki, hiçbir zaman herkes onu sevecek diye bir kaide olmamıştır. Sağolsun yardım etmiştir; ama ben buna karşılık her fırsatta alkışlayacak mıyım? Seveni nasıl var ise sevmeyeni de mutlaka olacaktır. Benim asıl takıldığım nokta şu; birisi kendi eleştirisini yapabilmeli. Ben o an Tayyip Bey'in yerinde olsam o an kendime bir soru sormak isterdim. Neden 50 bin kişilik bir alanda önceden de yapıldığı gibi benim adım duyulduğunda yuhlamalar başlıyor? Neden???
Toki başkanı Erdoğan beyefendi... Avrupa'nın şu an standartlar bakımından en saygıdeğer stadının açılışında yaptığı konuşmayı hatırlayalım isterseniz?
Şimdi aklı selim düşünelim öncelikle. Bir açılış var. Dünyanın gözü orada. Bu konuşmayı yapma hakkı hangi babayiğidin olabilir? Vardır yapılan yanlış orası ayrı mevzu. Sonuçta her yönetim daima istenilen işleri yapacak değil. Peki bu yanlışların açıklanma yeri ve zamanı bu mu olmalı? Hiç kimse gelip orayı bir siyasi propaganda yaparmış gibi kullanamaz, alet edemez... Tepkiler burada -haklı olarak- doruğa çıkmıştır ve beklenen gerçekleşerek yaprak dökümü yaşanmıştır.
Gelelim Adnan Polat yönetimine. Yaptığı hareketler, olaylar karşısındaki duruşları biz GALATASARAY taraftarlarını derinden yaralamıştır. Kendi adıma konuşayım; bugüne kadar yeri geldi istenilenler yapılmadı; ama her zaman Adnan Polat ekibinin arkasında durdum. Sonuçta bir önceki yönetime göre istediklerimiz gerçekleşiyordu. Ama artık tren kalktı ve o ekip binemedi o trene. Bir zamanlar destek verdiğim yönetimi şimdi can-ı gönülden istifaya davet ediyorum. Neden mi? Bir takım olaylar yaşanabilir. Ama böylesine şanlı bir kulübün başkanı taraftarı satma, karşısına alma teşebbüsünde bulunamaz. Biz ki bugüne kadar satmadık takımımızı, sen başkan olarak nasıl bir anda karalarsın ismimizin üstünü?
Yıllarca bu stadı bekledik. Kameralardan takip ettik. Yeni doğan bebeğe sarılma anı gibi bekledik ilk maçı. Ama bilet satışı yok. Hatıra olsun, kulübe destek olsun dedik. Formamızla yaşatalım bugünleri dedik. 175 liraya forma satışı var. Kimse kusura bakmasın benim babam Sabancı değil Koç değil. Bizleri kim düşünecek?
Yeni bir stad yapılıp bize veriliyor. Açılışında herkes öne atlıyor "ben yaptım ey ahali" dercesine. Tamam kardeşim kim yaptıysa yaptı, bırakın övünmeyi, sizi tarih kitaplara altın harflerle kazısın. Yaptığın işi söyleme de değeri kalsın. Türk Telekom Arena stadını artık istemiyorum ben. Eminim birçok GALATASARAY taraftarı da istemiyordur. Belli ki bu yaygara bitmeyecek. Yıllar geçse de birileri çıkıp "Aha bu stat benim, ben yaptım" diyebilecek.
Cidden Ali Sami Yen'di bizim yuvamız. Yıkılsa da altında kalıp ölecek bizlerdik. Biz Arena'da 300 500 değil 3-5 şahsın lafları altında ölmektense inanın Ali Sami Yen stadında can vermeyi yeğleriz. Allah aşkına ne değeri kaldı Arena'nın? Tavrım açık ve nettir bu konuda.
Taraftarını satan, kendi davetlisini çağırıp ben ve benim gibileri maça almayan, işini yapan yöneticileri kapı dışarı eden, kendi öz ahlaki çerçevesine sığamayan ve nice gaflet ve dalalete düşen bir yönetim istemiyoruz biz. Evet bir devrimdir bugün. Bugün GALATASARAY taraftarının baş kaldırma günüdür! Bugün ses çıkarmaz isek, bundan sonra haykırışlarımız anlamsız kalır. Madem yeni bir stada geçtik, madem biz güzel günler peşindeyiz mMadem her fırsatta Galatasaray etiğini hatırlatıyorsunuz, lütfen artık elinizi vicdanınıza koyun. Bu, Galatasaray'a yakışmayan görüntüyü, camiaya sürdüğümüz değil sürdüğünüz kara lekeyi bir an önce temizleyin ve istifa edin.
Eğer ki beklenilen gelişmeler bu yönde gerçekleşmez ise neler olacağını merakla izleyeceğiz. Taraftarının kombine kartını iptal ettirip teselli armağanı olarak 6 aylık Digiturk üyeliği verebilen bir yönetime tepkiler sadece bununla kalmayacaktır. Birileri adımıza özür diliyorsa, birileri de Galatasaray taraftarı adına Adnan Polat yönetiminden gerektiği şekilde hesap sorabilir...
Ayrıca merak ettiğim bir diğer konu ise şudur; hangi kanun kitabında yuhlamak suç? Şimdi ben belli bir miktar para veriyorum. Gönül verdiğim takımın kombinesini alıp maçımı izliyorum. Atıyorum ki A topçusu boş kaleye gol atamadı ve akabinde ben ve birçok kişi yuhaladık. Kombinem iptal mi? Ya da şöyle diyelim direkt, hangi sebepten ötürü kombinelerin iptal edilebileceğini merak ediyorum? Birilerine hoş görünmek için şu taptığımız renkleri, sevdamızı alet etmeyin. Bunu bir yönetici olarak değil, insan olarak düşünün. Ben sevmediğim bir adamı pohpohlamam! Kimse gelip benim bu davranışım karşısında bana cezai müeyyide de uygulayamaz! Hani T.C demokratik bir ülke ya, ona dayanarak söylüyorum...
Herkes gider, biz kalırız. Bizim farkımız işte tam burada. BİZ GALATASARAY'LIYIZ!