RSS
email

Galatasaray ve Transfer Politikaları

Maddi, manevi tüm imkanlar ve durumlar göz önünde bulundurulduğunda, Galatasaray tarihinin en kötü sezonuna şahit oluyoruz.

Teknik-taktik analizlerden falan bahsetmeye gerek bile duymuyorum mevcut koşullarda. Bir şeyler yapması en muhtemel kişileri bir tüccar mantığı ile satan bir yönetim ile karşı karşıyayız. Tüccar mantığı diyoruz da, aslında bunu bile doğru dürüst beceremiyorlar. Sattığımız futbolcunun gelecek senelerdeki maaşlarını kârdan sayıyoruz. Sattığın arabanın gelecekte yakacağı benzinleri kârdan saymak gibi bir şey bu. Her neyse, asıl konuya dönelim.
Ben bir Galatasaray taraftarı olarak transfer beklentisi içinde değilim. Benim şu an istediğim tek bir şey var (istek tek değil; ama birçok kişi için konsept olarak aynı uygulamayı istiyorum) Bu 'tek' şey de takımda kökten bir temizlik yapmak. Benim temizlik listem şu şekilde;

Mustafa Sarp,
Barış Özbek,
Ali Turan,
Servet Çetin,
Gökhan Zan,
Mehmet Batdal,
Hakan Balta,
Aykut Erçetin,
Ufuk Ceylan,
Serdar Özkan.

Bu isimlerle bugün ilişik kesilsin, bunun üzerine 1 tane bile transfer yapılmasın, ağzımı açarsam şerefsizim. Altyapıdan gelen oyuncuların, şu saydıklarımdan daha kötü bir performans gösterme gibi bir ihtimalleri YOK!

Yıllardır özlemle beklediğimiz, yaşanabilecek her türlü aksiliğin bizzat tecrübe edildiği yepyeni Arenamız'da ben bu isimleri görmek istemiyorum! Bunu hak etmiyorlar! Bu adamlar bu formayı giyerlerken, teknik direktör ister Hagi olsun ister İmparator olsun; isterse rahmetli Metin Oktay canlanıp takımın başına geçsin, ben arkasında durmam, duramam. Galatasaraylılık sadece başarı için birilerini savunmak ve desteklemek değildir benim gözümde. Galatasaraylılık karakterli olmayı, karakterli insanlarla yola çıkmayı gerektirir. Bu adamların bulunduğu Galatasaray, benim Galatasarayım değil! Buna rağmen arma neredeyse orada olmak için elimden geleni yapıyoruz, bazılarının aksine sorumluluklarımızın farkındayız. Olan yine biz taraftara oluyor da; haydi hayırlısı.

Unutmadan, çarşamba günkü olağanüstü mücadelelerinden, hırslarından ve kazanma arzularından dolayı basketbol takımımıza teşekkürü borç bilirim. O atmosfer cidden yaşamaya değerdi, orada olduğum için çok memnunum. Basket takımındaki ruhun 4'te 1'i yeşil sahalarda olsa, bugün her şey çok farklı olabilirdi. Abdi İpekçi'yi inleten müthiş taraftarımızın da ağzına sağlık. Kulaklarım uzun süre çınladı =)

Bookmark and Share

0 yorum: