Giovani Dos Santos'un gelmesi ile bir yabancının gönderileceği ortaya çıkınca, ben dahil binlerce Galatasaraylı'nın yüreği ağzına geldi. 2 sene yatarak parasını alan Tobias Linderoth -ki ayrı bir yazının konusudur kendisi- hatasını tekrarlamak istemeyen yönetim, acaba bu sefer Daddy Cool'u gönderecek mi? Nonda ile beraber hemen basının diline düştü Kewell, hatta "Paramı verin, bir dakika daha durmam Galatasaray'da" dediğini bile duyduk.
Diğer bir yabancımız ise senenin başında büyük umutlarla transfer ettiğimiz, belki de basının önceden duyurduğu tek isim olan (bu yüzden de Haldun Üstünel'in bu işe karışmadığını düşüyorum) Leo Franco. Kendisi işini sessiz sedasız yapmakta. A. Madrid'in bizden iyi olduğunu açıklaması dışında kendisini pek göremiyoruz medyada. Gol attığımızda kalesinde soğukkanlı tavrını devam ettirir, gol yediğimizde kızacak birilerini hemen bulur. Oyun kuracak diye aldık; en son Neill'i isabet alan şutunu saymazsak, Fenerbahçe maçında yaptıkları hala hafızalarda... Yenecek golleri yer, kurtarılacak golleri kurtarır, kısacası ne kokar ne bulaşır.
Galatasaray'ın başarılı yabancı kaleci geleneğini devam ettirmek üzere transfer edilmiştir; fakat herkesin aklında bizden yediği 4 gol vardır. Bu kadar iyi işler başaran yönetim, bence gerekeni yapar ve talibi varken Leo'yu takımdan gönderir. Ne ihtiyacımız varken Nonda'yı, ne de "Kewell from Galatasaray"ı yollamak takımdaki problemleri çözmeyecektir. Elbette Baros iyileşince Jo ile birlikte forveti götürecek ve Nonda'ya ihtiyaç kalmayacaktır, fakat Avrupa maçları öncesinde ona ihtiyaç duyduğumuz açıktır.
Hıncal Uluç'a katılmak istemesem de, eminim ki, Leo'nun kurtaracak maçı yoktur. Bu yüzden de fark yaratamayacak bir yabancıyı yollayarak Ufuk'a şans vermek en mantıklısı olacaktır. Umarım güzel haberleri en kısa zamanda duyarız.
Diğer bir yabancımız ise senenin başında büyük umutlarla transfer ettiğimiz, belki de basının önceden duyurduğu tek isim olan (bu yüzden de Haldun Üstünel'in bu işe karışmadığını düşüyorum) Leo Franco. Kendisi işini sessiz sedasız yapmakta. A. Madrid'in bizden iyi olduğunu açıklaması dışında kendisini pek göremiyoruz medyada. Gol attığımızda kalesinde soğukkanlı tavrını devam ettirir, gol yediğimizde kızacak birilerini hemen bulur. Oyun kuracak diye aldık; en son Neill'i isabet alan şutunu saymazsak, Fenerbahçe maçında yaptıkları hala hafızalarda... Yenecek golleri yer, kurtarılacak golleri kurtarır, kısacası ne kokar ne bulaşır.
Galatasaray'ın başarılı yabancı kaleci geleneğini devam ettirmek üzere transfer edilmiştir; fakat herkesin aklında bizden yediği 4 gol vardır. Bu kadar iyi işler başaran yönetim, bence gerekeni yapar ve talibi varken Leo'yu takımdan gönderir. Ne ihtiyacımız varken Nonda'yı, ne de "Kewell from Galatasaray"ı yollamak takımdaki problemleri çözmeyecektir. Elbette Baros iyileşince Jo ile birlikte forveti götürecek ve Nonda'ya ihtiyaç kalmayacaktır, fakat Avrupa maçları öncesinde ona ihtiyaç duyduğumuz açıktır.
Hıncal Uluç'a katılmak istemesem de, eminim ki, Leo'nun kurtaracak maçı yoktur. Bu yüzden de fark yaratamayacak bir yabancıyı yollayarak Ufuk'a şans vermek en mantıklısı olacaktır. Umarım güzel haberleri en kısa zamanda duyarız.
- 27.01.2010 -
Taslak olarak kaydettiğim bu yazıyı yayınlamak için geç kaldım :) Yönetim Nonda'nın gönderilmesine karar verdi. Bu da bir forvetin -muhtemelen yerli - geliyor olması demektir. Nonda ne kadar güzel maçlar çıkarmış olsa da, gideceği Fransa'da vasat bir futbol ortaya koyacaktır. Galatasaray ise A. Madrid maçlarına nispeten zayıf bir forvet ve 4 ofansif orta saha ile çıkacaktır.
Yazının asıl konusuna gelecek olursak, talibi çıkarsa yönetim derhal satmalıdır Leo Franco'yu. Açılacak yabancı kontenjanını da ön libero için kullanmalıdır. Zira bu mevkide oynayacak olan Elano'nun yanına futbol zekası bir hayli yetersiz olan Barış, Mehmet Topal ve ancak iyi bir yedek olabilecek Mustafa Sarp yakışmamaktadır.
Hoşçakal Nonda, ne kadar Leo'dan önce gönderilmeni yanlış bulsam da, Galatasaray'a artık vereceğin birşey kalmadı. Taraftar seni her zaman iyi hatırlayacaktır.
0 yorum:
Yorum Gönder